19 Ekim 2019 Cumartesi

Hundahaş




Başımı kaldırıp gökyüzüne baktım,
Kuşlar güneye uçuyor; ürperiyorum birden ellerime bakıyorum.
Ellerim yaklaşan kıştan soğuk.
Bulutlara bakıyorum; yağmur sonrası gökkuşağını taşıyor sırtında
Yüreğimde  bakıyorum, her gün anınla yaşıyorum.
Yaşlanıyorum on sekizimde.
Senin elini tutup bulmak istiyorum seni,
Kalbime her gün durmaması yalvarıyorum.

Gözümü kapatıp, kipriklerime topluyorum geceyi,
Diziyorum sıra sıra evsizliğimi...
Bir çatı var başımın üstünde ama ev dediğin ait olduğun yer değil miydi?
Ben ait olamıyorum buraya, gözlerimde hundahaş sevgin.
Kalıyorum evsiz, hem de varken evim önümde yemeğim...

Dünya çok yavaş dönüyor, diyorum camdaki kuşa.
Kalbimden yavaş dönüyor dünya.
Hayat ne kadar kısa ,diyorum kaldırımdaki yaprağa.
Adımlarım bile uzun senden.
Kırık kalmak için çok tamsın, diyorum vazodaki çiçeğe.
Hem bak, benim bile senden daha kırık ellerim.

Günün sonunda, kaç aymış geçmiş
aynı şarkılar kulağımda çalıyor...
Bekliyorum, bir yaprak nasıl beklerse sonbaharı
Yeşilden kahverengi olmak için bekliyorum.
Saklıyorum, bir istiridye nasıl saklarsa inciyi
Görünmez rengimi yavaş yavaş boyuyorum
Özlüyorum, bir anne nasıl özlerse yavrusunu
Gözlerimden akan yaş yakarken tenimi.


Kafamı eğip, ayaklarımı izliyorum.
Gözlerimi açıp, insanlara karışıyorum.
Kuşları falan unutuyorum 
Bir şarkıyla dans etmek istiyorum,
Ölmek istiyorum yaşarken,
Yaşamım sona ermeden.



kar tanesi

gözlerimi kapatıp kendi dünyamda kalmak için kaç para saymalıyım avuçlarına başımı eğmeden mutlu olmak için kaç kez üzülmem gerek kaç kez ge...